Basında çoğu zaman, aile şirketlerinde yaşanan krizlerin haberlerini okuruz. Bazen bu krizler, aile içindeki huzursuzluğun artması ve şirketin hatta ailenin dağılması ile sonuçlanır. İnsan yaşamında olduğu gibi, aile şirketlerinin de uzun ömür sürebilmesi için öncelikle sağlıklı olması gerekir.
Sağlıklı aile şirketlerinin bazı karakteristikleri mevcuttur. Aile şirketlerinin, uzun vadeli başarı için bunları kazanması gerekir. Kısaca sağlıklı aile şirketleri,
- Sahiplik (hissedarlık) ile yönetimi net bir şekilde ayırırlar.
- Tüm ailenin benimsediği net bir vizyon belirlerler.
- Ailenin tamamının görüşünü belirten tek bir sesle konuşurlar.
- Benimsedikleri değerleri, yaşarlar.
- Ailenin işleri ve bireylerin ihtiyaçlarını anlamaya zaman ayırırlar.
- Ailenin üyeleri, şirketin hissedarları ve çalışanları için gerekli rol ve sorumlulukları tanımlarlar.
- Aile toplantılarını yönetim kurulu odasının, iş toplantılarını da yemek masasının dışında tutarlar.
- Aralarında beliren farklı görüşleri yönetir ve sorunları çözümlerler.
- Çocuklarının heveslerini anlayışla karşılar ve onlara seçim özgürlüğü tanırlar.
- Çalışanlarında yüksek sadakat ve düşük sirkülâsyona sahiptirler.
- Tarafsızlığı garantilemek amacıyla, yönetim kurulu içinde icra görevi olmayan üye bulundururlar.
- Şirket ile alakadar olmayan aile üyelerini unutmazlar.
- Kurumsallaşmaya, hayati önem verirler.
Uygulamada 4 Taktik
Montana Devlet Üniversitesi’nden Karen Vinton, sağlıklı yaşamayı sürdürmesi için aile şirketlerine dört nokta üzerinde durmasını öneriyor:1
1– Aile ve iş rolleri arasındaki benzersiz ilişkiyi anlayın.
Aile şirketlerinin yönetimini benzersiz yapan konu, diğer şirketlerde bulunmayan, aile ile iş rolleri arasındaki karşılıklı ilişkilerdir. Aile şirketlerini sağlıklı hale getirmenin ilk şartı bu ilişkileri anlamaktır. Rol, bulunduğunuz pozisyondur. Aile şirketlerinde üç temel rol vardır: aile üyesi olmak (anne, oğul, yeğen, amca, akraba), sahip olmak (hissedarlık) ve çalışan olmak. Bu roller zaman içinde değişebilir ve çakışabilir.
Örneğin, bir aile şirketinde iş sahibi bir baba, bir anne veya bir eş olabilir. Ailede çocukların da çeşitli ve çelişkili rolleri vardır: Personel, patron kızı / oğlu ve (veya) şirketin gelecekteki olası sahibi. Patron bir direktif verdiği zaman, çocuğu için onu sinirli bir aile büyüğü olarak değil bir patron olarak görmek zordur. Patronun da çocuğunu ailenin beklentilerine göre yaşayan biri değil, basit bir çalışan olarak görmesi zordur.
Aile şirketindekiler rollerin nasıl işlediğini anlamaya başladıkları zaman, çatışmalar ortadan kalkmaz. Ancak nedenleri anlaşılabilir. Bunun sonucunda da çatışmaların daha iyi bir şekilde ele alınması ve hem aile hem de iş lehine çözülebilme imkânı ortaya çıkar.
2– İşinizi ciddiye alın.
İşiniz bir iştir, hobi değil. Bu, işinizden ve işyerinde yaptıklarınızdan zevk almayacağınız anlamına gelmez. Fakat işiniz, varlığını sürdürmesi ve aileyi desteklemesi için kârlı ve başarılı olmak zorundadır. Para kazanması gereken bir işe hobi gibi yaklaşırsanız, bir yıldan fazla sürdürmek istemezsiniz. İşinizi daha etkili ve sağlıklı sürdürebilmeniz için aşağıdaki tekniklerden faydalanabilirsiniz:
- Aile üyeleri ve çalışanların iletişimini sürekli hale getirin.
- Aile şirketinize bir vizyon cümlesi oluşturun.
- Aileden olmayan çalışanları hatırlayın.
- Çalışanlar ve paydaşlar için eğitim fırsatları sağlayın.
- Herkesin iş beklentilerini öğrenin.
3– Ailenin ve işin geleceğini planlayın.
Aile şirketi modelinde aile ve iş, birbirini dışlayan unsurlar değildir. Dolayısıyla birini planlarken diğerini de düşünmek zorundasınız. İki tedbir, bu konuda size yardımcı olacaktır: Öncelikle hedeflerinizi ve eylem planınızı belirleyin. İkinci olarak da iletişim becerinizi geliştirin.
Planlamada ilk basamak, misyon ve vizyon cümlenizi belirlemektir. Gelecekte nerede olmak istediğinizi, hedeflerinizi ve ölçülebilir adımlarınızı belirleyin. Bunu bir aile toplantısında gerçekleştirebilirsiniz. Geniş bir aileye sahipseniz, küçük çalışma grupları oluşturun ve her gruba planın bir parçasını yükleyin. Daha sonra parçaları bir araya getirin.
Bazen konuşulamayanları konuşmak gerektiği için, aile şirketlerinde iletişim yeterince sağlanamaz. Ölüm, arzular, para, politik konular… Ancak, bunları tartışmak önemlidir. Çünkü aksi takdirde hazırlıksız olarak karşılanan olaylar, daha sonra köklü sorunlar haline gelirler. Mesela mirasçılarınıza, siz öldükten sonra işiniz hakkında ne yapacaklarını söylemezseniz ne olur? Eşiniz ve çocuklarınız işe sahip çıkmak için hazırlıklı olmayabilirler. Borçlarınızın ödenmemesi nedeniyle şirketinizin kapatılmasını veya satılmasını ister misiniz?
Aile üyelerinizin, işiniz ile ilgilenmek isteyip istemediklerini konuşmak da önemlidir. Çocuklarınızın kararlarını kendilerinin vermesine imkân tanıyın. Onu işiniz ile ilgilenmeye zorlamak, kendisi için de işiniz için de kötü sonuçlanabilir. Çocuğunuza ideal ve hedeflerini sorun. Sonra sizinkileri söyleyin. İkisinin uyuşup uyuşmadığına bakın.
4– Tavsiye almaktan korkmayın.
Bazen size öyle de gelse, dünyada yalnız değilsiniz. Bugün iş dünyası için çok sayıda kaynak mevcuttur. Önemli olan, kime veya nereye soracağını bilmektir. Yapılacak ilk şey ise, okumayı güncel tutmaktır. Kitaplığınızda bazı kaynaklar yer almalıdır. Bilgi ve tavsiye alabileceğiniz potansiyel kaynaklar şunlardır:
- İlgili arkadaşlar, aile üyeleri ve meslektaşlar
- Servis sağlayıcılar, muhasebeci, bankacı, avukat, mali müşavir, sigortacı, teknik danışman, yönetim danışmanı
- Akademik personel, çeşitli kamu kuruluşları ve kalkınma kuruluşlarının üyeleri
- Meslek kuruluşları ve dernekler
Kaynaklar daha da arttırılabilir. Ancak, önemli olan danışmanı nasıl seçeceğini bilmektir.
- Teklifleri alın.
- Anlaşmadan önce mülakat yapın.
- Referans listesi isteyin.
- Gerekli teknik becerisi olup olmadığına bakın.
- Ücretleri sorun.
David Bork, danışmanla görüştükten sonra aşağıdaki soruları kendinize sormanızı öneriyor:2
- Sizi danışman aramaya sevk eden sorunun tabiatı neydi?
- Danışman size kabul edilebilir bir çözüm bulmanızda nasıl yardımcı oldu?
- Danışman ilişkinizi tatmin edici şekilde yönetebildi mi?
- Danışman, bir aile şirketinde bulunan özel durumları anlayabildi mi?
- Danışman iyi bir dinleyici miydi? Sorunu tam olarak kavrayabildi mi?
- Sonuçtan tam olarak memnun kaldınız mı?
- Danışmanın, yetenek ve becerilerinizi en iyi biçimde kullanmanız için ne gibi tavsiyeleri var?
Aile şirketiniz için danışman seçerken en önemli soru “Danışman, bir aile şirketinde bulunan özel durumları anlayabildi mi?” olmalıdır. Bazı danışmanlar “en iyi yolu” bildiklerini düşünürler. Onlara göre aile şirketinin iyi yönetilmesi için en iyi yol, aile üyelerinin iş dışında bırakılmasıdır. Bazı “özel” durumlar için olabilir ama bu her zaman geçerli değildir. İhtiyacınız olan danışmanın, kendi mesleğinin teknik bilgilerinin yanı sıra, aile ve iş arasındaki karşılıklı ilişkileri de bilmesi gerekir.
Sonuç olarak, bir aile şirketinde olmak herkes için harika bir macera olabilir. Aile şirketini, büyümekte olan bir sistem olarak düşünmeniz gerekir. Önünüze bu sistemin türlü sorunları çıkacaktır. Ancak, yukarıdaki ilkeleri uygulayıp geliştirerek sorunların üstesinden gelmeniz mümkündür.
- Vinton, Karen. “Keeping the Family Business Healthy: Four Keys to Success” (8 Ağustos 2009) fambiz.com
- Bork, David. “Family Business, Risky Business” (1986) Amacom Books
Yorumlar
Konuk
Yorum 2 (25 Şubat 2013 14:20)
Konuk
Yorum 1 (22 Temmuz 2009 08:56)
Yorumunuzla katkıda bulunun