Bilgi ve teknoloji çağının hızı, her şeyin kökünden değişmesini de beraberinde getiriyor. Dededen ve babadan gördüğümüz tekniklerin çoğu uygulan(a)maz hale geldi. Müşterisini iyi tanıyan esnafın, “Bu ürün sana yaramaz âbi! Yarın tam senin zevkine uygun bir ürün gelecek. Uğrarsan onu vereyim” söylemi yerini, “Bunu kaçırma, pişman olursun” söylemine bıraktı.
Gerilla Pazarlama
Jay Conrad Levinson tarafından 1984 yılında yazılan bir pazarlama kitabının adı. Bu kavram, kitapta da anlatılan geleneksel olmayan pazarlama ve promosyon kampanyaları için kullanılan genel bir isim olmuş. Alışılmışın dışında taktiklerle ve beklenmeyen yerlerde, beklenmeyen zamanlarda yürütülen pazarlama kampanyalarına “Gerilla Pazarlama” deniliyor.1
Gelgelelim son yıllarda ortaya çıkan teknikler, “gerilla” tanımını bile geride bırakıyor. Yaşadığım örneklerle bunu anlatmaya çalışayım:
Günlük Şok İndirimler
Bir ürün almak için mahalledeki kuruyemişçiye uğradım. Tartma ve paketlemeden sonra paramı ödemek üzereyken, tezgâhtar bir çuvaldaki kuru üzümü göstererek bir günlüğüne fiyatını yarı yarıya indirdiklerini söyledi. Yarı fiyatı bile pahalıydı ama “İki katına almaktansa avantajlı olur” diyerek bir miktar satın aldım. Kafamda büyük bir soru: “Yarın gerçekten fiyat artacak mıydı?”
Piyasayı bilmediğimden, yarı fiyat aldatmacasıyla normal fiyattan da almış olabilirdim. İşi takip ederek sorgulama yapmadım. O anlık bir karardı ve uğraşmaya değmezdi. Sonra ne oldu bilmiyorum ama satıcı o ürünü bana sattı.
İndirim Oranı İle Vurmak
Evin ihtiyacı olan bir ürünü bir süredir internetten takip ediyoruz. Fiyat top gibi zıplayıp, düşüyor. Geçen gün “Daha düşer mi? Bekleyelim mi acaba?” derken, tarihi zirve yaptı. Eşim üzüldü ama ona dedim ki: “Merak etme düşecek. Onlar indirim oranını büyütmek istiyor.”
Evet! Bir ürünün fiyatını, “satılmayacağını bilseniz bile” atmosfere çıkarıp sonra tekrar yere indirirseniz, tüketiciye gözünü çeviremeyeceği bir indirim oranı sunmuş olursunuz. Herkeste olduğu gibi bizde de bir ürünü indirime girmişken almak, büyük bir vurgun yaptığımızı düşündürüyor.
Tehditli veya Şantajlı Satış
Eşim tost makinesi istedi. Bir arkadaşının aldığı ve memnun kaldığı markayı söyledi. Markanın mağazasına gittik. Fiyat pahalı geldi. Eşim arkadaşını aradı, modeli öğrendi. Doğru ürünü bulmuştuk ama o yarı fiyata altı ay önce almış. Eh, fiyat istikrarının kalmadığını da biliyoruz ya “Bu normal” dedik.
Hemen orada internete baktık. Elektronik satışta fiyatlar biraz daha uygundu ama kendisine kusurlu ürün gönderilenlerin şikâyetleri vardı. “Risk almayalım, yerinden görerek alalım” dedik. Biz bunları değerlendirirken satıcı yaklaştı ve iki gün sonra aybaşı olduğunu, kampanyanın biteceğini ve fiyatın artacağını söyledi.
Böyle durumlarda rahatımdır. Blöfü görürüm ama onu kullanacak olan eşimin acelesi beni ürünü satın almaya itti. Zarar da etsem onu mutlu etmek önemliydi.
Ürünü satın aldık ama fiyatı aybaşında artmadı!
Ali Cengiz
İşte bunlar, benim çağdaşlarımın çocukluğunda hatta gençliğinde görmediği “Ali Cengiz” oyunları. Her şey yasal ve kuralına uygun ancak derin düşünenleri de rahatsız ediyor.
Yorumunuzla katkıda bulunun