Köylü Ahmet, eşeğini satmaya karar vermiş. Kıymeti taş çatlasa 50 lira eden eşek için pazarlık payını da ekleyerek, 100 lira fiyat koymuş. Komşu köyden acilen eşeğe ihtiyacı olan Mehmet de, 100 lira ödeyip almaya razı olmuş.
Köylü Ahmet eşeğini satmış ama akşam da uykusu kaçmış. Düşünüp durmuş, “Mehmet, 50 liralık eşeğe niye 100 lira verdi?” diye.
İçi rahat etmeyince ertesi gün eşeğini geri almaya karar vermiş. Pazara gittiğinde, Mehmet’in eşeği 200 lira liradan satışa çıkardığını görmüş ve 200 lira liraya almak zorunda kalmış.
Aynı olay bu kez Mehmet’in başına gelmiş. O da ertesi gün eşeği geri almaya karar vermiş.
Bu alışveriş her gün fiyatı artarak devam etmiş. Birkaç gün sonra pazara bir başka köyden Hüseyin gelmiş. Hüseyin, pazardaki kalabalığın arasına dalınca bir de ne görsün, “Al! Al! Al! Sat! Sat! Sat!” bağrışmaları arasında bir yaşlı eşek ve bu eşeğin 1000 liralık satış fiyatı! Yanındakine sormuş:
“Hemşerim, bu yaşlı eşek 1000 lira eder mi yahu?”
Adam hemen yanıtlamış:
“Valla durum ortada. Bu eşeğin fiyatı 50 liradan başladı, 950 liraya geldi. Şöyle bir grafiğe bakarsan görürsün. Eşeğin fiyatı 1000 liradaki direncini kırarsa, 1500 liraya kadar yolu var.”
Yorumlar
Konuk
Yorum 1 (24 Eylül 2010 12:01)
Yorumunuzla katkıda bulunun