Müşteri memnuniyeti, günümüzün en çok konuşulan kavramlarından biri haline geldi. Twitter üzerinde kurduğum kavram tarama sistemi, bu konuda yazılanları her gün önüme düşürüyor. Aşağıdaki tivit de bu anımı yazmama vesile oldu. Benim de bir “kola çalkalama” hikâyem var.
Uzatmayayım.
Evliliğimin ilk zamanlarıydı. Doksanlı yılların ortasından bahsediyoruz. Benim kuşak bilir, çift katlı otobüsler şehirlerarası yollarda yolcu taşımaya başlamıştı. Çıktığında büyük ilgi görmüştü. İlk “sigara içilen alan” düzenlemesini oradan hatırlarım. Alt katı sigara içmeyen yolculara verilirdi. Üst katın en öndeki dört koltuğu çok talep görürdü. Orada oturanlar şoförden bile önde olduğundan, yolu seyretmeye doyamazdı.
Seyahat başlıyor!
İzmir’e gitmek üzere, eşimle Ankara otogarından çift katlı otobüse bindik. Otogar da AŞTİ değil, eski otogar. Orada da ne anılar var ya, neyse.
Sigara içmediğimizden, alt kattayız. Ortadaki kapıdan girince hemen karşıda, yukarıya çıkan merdivenin yanındayız. Yanlış hatırlamıyorsam, gece 11 gibi hareket etmiştik. Hızlıca ikram servisi başladı. Hostlar, hostesler ve ikram da o dönemde yeni uygulamalardı.
İkramdan, eşimle birer kutu kola aldık. Allah affetsin o zamanlar kola içiyorduk. Sohbet ettiğimizden, kolaları önümüzdeki rafa bıraktık. Az sonra otobüsün koridor ışıkları kapatıldı. Biz de okuma lambalarımızı açtık.
Canımız içmek isteyince, yeni evli her kibar erkek gibi önce eşime ait kolayı açarak ona uzattım. Daha sonra kendi kolama el attım. Üstteki açma halkasını kullanmak için, bilinenin dışında bir yol izlemek istedim. Araştırmacı zekâ işte, ne gerek vardı ise!
Kopan Açma Halkası
Birden açma halkası koptu ve elimde kaldı. Kutuyu açamamıştım tabi. Sıkıntılı sıkıntılı kutuya bakarken, host yanımda belirdi. Mühendisliğin tam işe yarayacağı yerde, düşüncelerim bölünmüştü. Çok kibar bir sesle:
“Ben yardımcı olayım efendim” dedi.
Çok sevinmiştim çünkü alet olmadan o kutuyu açmam mümkün görünmüyordu.
Host kutuyu elimden aldı ve kapının önündeki servis masasına çekildi. Nasıl açacağını merak ediyorum ya, izlemeye başladım.
Dolaptan bir tornavida çıkardı ve kutudaki kapağı dürtmeye başladı. Hakikaten zor işti. Öyle eğdi, böyle çevirdi, şöyle bastırdı ama olmadı. Bu arada kutu bayağı çalkalanmıştı.
Acı Son
Birden kapak açıldı. Olanları tahmin edersiniz ama hikâyeyi bitirmek için yazmalıyım.
Kutudaki kola, fıskiye gibi fışkırmaya başladı. Host, panikle onu sağa sola çeviriyordu. Fışkırma o kadar kuvvetliydi ki, alt katın tavanı ve otobüsün camları kola ile kaplandı. İki sıra önümdeki koltukta uyumakta olan bir adamın kel olan kafasından, kolanın süzüldüğünü gördüm. Uyuyanlar, kötü bir sürprizle uyanmıştı. Suçluyu tespit etmek için geriye dönenler, hosta bağırıyordu. Karmaşa büyüyünce, otobüsün koridor ışıkları açıldı.
Genç host, mahcubiyetten dolayı kıpkırmızı olmuştu. Ne yapacağını bilemiyordu. Kısık bir sesle “Özür dilerim” dediğini duyabildim. Çok canım sıkılmıştı. Olaya ben sebep olmuştum. Kutuyu verdiğime pişmandım ama yapacak bir şey yoktu.
Host, içinde bir parmak kola kalan kutuyu da bana vermeyi ihmal etmedi. O kadar kibardı ki benim olan bir şeyi çöpe atamamıştı.
Müşteri Memnuniyeti
Üzerinden 25 yıl geçen bu olay bugün olsa firmaya müşteri şikâyeti yağar, sosyal medyada anlatılırdı.
Müşteri memnuniyeti sağlamak için didinen bu hostun akıbeti ne oldu bilemiyorum. Ümit ediyorum ki işinden olmamıştır. Öyle olsa da bugün onun başka bir yerde yine müşterilerini memnun etmek için uğraştığına eminim.
Yorumlar
Konuk
Yorum 1 (19 Haziran 2020 00:23)
Yorumunuzla katkıda bulunun