İçinde yaşadığımız toplumun en büyük sorunlarından biri, ergonomidir. “Ergonomi” için TDK “İş Bilimi” demiş ama etimoloji sözlükleri bunun İngilizcedeki karşılığının “işyerinde çalışma koşullarını inceleyen uzmanlık” olduğunu yazıyor.
Ergonominin hayatımıza yansıması elbette işyerleri ile sınırlı değil. Evlerimizi mimarların, eşyalarımızı üreticilerin tasarımına göre kullanmak zorunda kalıyoruz. Üzerinde yattığımız, oturduğumuz eşyalar çoğu zaman bizi rahatsız ediyor. Daha ileri boyutta düşünürsek, bazı eşyaları da üretiliş amacının çok dışında kullandığımız ortaya çıkıyor.
Bilen bilir, “eşyayı ait olduğu yere koymak” şeklinde bir tabir vardır. Bazı eserlerde eşyayı ait olduğu yere koymak, adaletin tanımı olarak kullanılır.1 Mimar Sinan’ı anlatırken bir yazar, “O, şehrin ruhunu anlayan ve eşyayı ait olduğu yere koymanın estetik olduğunu bilen bir sanatkârdı” der.2
Ben de ergonomik tasarım ve üretimi, eşyayı ait olduğu yere koymanın bir tezahürü olarak görüyorum. Bu bazen ölçülendirme, bazen kullanımda karşımıza çıkar.
Sizlere, bunları yazmama neden olan bir anımı aktarmak istiyorum. Konu ergonominin, tam göbeğinde çünkü. Olay “tuvalette” geçiyor ama beni şahsen tanıyanlar merak etmesin, edep sınırını aşacak değilim.
Yenilikçi Patron
Yıl, doksanlarda yer alıyor. Çalıştığım firmanın patronu çok zeki ve yeniliklere oldukça açık biridir. Bir ayağı Avrupa’dadır ve orada gelişen teknolojileri fırsat buldukça firmasına taşır.
O yıllarda, firmanın yeni fabrikası inşa edilmektedir. Bir tuval gibi şekillenen fabrikanın her detayına, patronumuzun fırçası değmiştir.
Fabrikanın tuvaletlerinde, o zaman Türkiye için çok yeni olan bir malzeme kullanılır. Türkçe yazımıyla: “Kompakt Laminat”.
Bu 1 cm kadar kalınlıkta, epeyce sağlam, sudan etkilenmeyen bir malzemedir ve tuvaletin kabin bölümlemesinde kullanılmıştır. Aşağıdaki fotoğraf, bu malzeme ile yapılmış bir kabin tasarımına örnektir.
Resim: citadelinfraas.com
Dikkatinizi çekeceği gibi, malzeme yerden 10–15 cm kadar yukarıda ve ayaklar üzerinde yer alır. Bu, zeminin su ile yıkanarak temizlenmesini kolaylaştırmak içindir.
Konunun ergonomi ile ilgisi nedir?
Bu malzeme ile yapılan kabinlerde klozet veya lavabolar kullanılır. Zemin ile kabin duvarı arasında boşluk olduğundan, kabini kullanan kişinin hareketlerinin ona göre tasarlanması gerekir. İşte ergonomi ile ilgi burada yer alıyor. Kompakt Laminat malzeme ile yapacağınız kabin, içeride kullanacağınız malzemeleri de sınırlar.
Hikâyemiz başlıyor!
Bahsettiğim fabrikada bu çağdaş malzemeyle üretilen modern kabinler çok güzel olmuştur. Ama bir detay atlanmıştır ve kabinlerde klozet yerine “helâ taşı” kullanılmıştır. Çünkü fabrikada başka tuvalet olmadığından, tüm personel aynı kabinleri kullanmak zorundadır. Bu da çok çabuk kirlenme sorununu doğuracaktır. Klozet kullanımının herkes tarafından tercih edilmemesi ve temizliğinin zor olması gerçeğinden hareketle, patronumuz helâ taşına karar vermiştir.
Ama o da ne?
Şimdi yaşadığım olaya gelelim.
Bir gün kabindeyken, yan kabine birinin girdiğini fark ettim. Bunda bir gariplik yok, koca tuvaleti kapatamam. Elbette başkaları da eş zamanlı kullanacak. Alttaki boşluktan dolayı yandan net olarak gelen sesler ve kabininize yansıyan gölgelere de zamanla alışıyorsunuz.
Ancak öyle bir şey oldu ki, yüreğim ağzıma geldi!
Yandaki “person”, zemindeki boşluktan benim bulunduğum kabine elini uzattı. Evet! Kabinimde başka birinin eli vardı. Birden ne yapacağımı bilemedim. Bağırmalı mıydım? Adamın eline vursam olur muydu?
Benim için saatler süren o birkaç saniyelik zaman diliminde kabinime giren el, taharet tasımı alarak olay yerini terk etti. Bendeki korku, yerini rahatlamaya bıraktı.
O gün korkmuştum ama daha sonraları şuna sevindim: Şükür ki, tasım hemen kabin duvarının dibindeydi de adam eliyle içeride aramaya kalkmadı.
Kıssadan Hisse
Eşyayı ait olduğu yere koymanın ne kadar önemli olduğunu gördünüz mü? Ben gördüm, hatta yaşadım. Tasarım ve üretim, tüm etki ve sonuçları düşünülerek, bütüncül yaklaşımla ve özenle yapılması gereken bir iştir.
- Tosun, Orhan. “Rüşvet” (27 Kasım 2015) anadolugazetesi.com
- Kurutlu, Taha. “Aşk-ı Bühtan” (30 Haziran 2015) kulturgundemi.com
Yorumlar
Konuk
Yorum 3 (01 Mayıs 2018 15:39)
Konuk
Yorum 2 (27 Mart 2018 21:29)
Yorumunuzla katkıda bulunun