Paylaşın!
Bir Emeklilik Yazısı
Hasan Baltalar
28 Aralık 2013 Cumartesi
7047 Görüntülenme
2 Yorum

Yaklaşık iki buçuk ay önce sosyal medyadaki hesaplarıma, yılsonuna doğru bir şey açıklayacağımı ve bunun 25 yıllık çalışmanın ürünü olacağını yazmıştım. Mesajım takipçilerim tarafından ilgi gördü ve “Hayırlı olsun”, “Merakla bekliyoruz” gibi yorumlar yazıldı. Hatta telefon açarak soranlar bile oldu.

1 Kasım’dan sonra bir şey açıklayacağım inşallah. 25 yıllık çalışmanın ürünü olacak bu. Şu an ben de beklemedeyim.

Hasan Baltalar (@HasanBaltalar)
9 Ekim 2013

Ne tahmin ettiler, akıllarına ne geldi bilmiyorum. Büyük bir proje, bir inovasyon, yeni bir icat beklemiş olabilirler ama gerçek şu ki, 25 yıllık çalışmanın sonucu olarak sadece emekliliğe adım atmıştım!

Ömrümde bir kere gerçekleşecek olan bu çok önemli (!) olay üzerine bloğuma not düşmemek olmazdı. Konuyu hem dilbilimi, hem de çalışma hayatı açısından biraz incelemeye çalıştım.

Emekli ne demek?

Türk Dil Kurumu emekli kelimesini, sıfat olarak kullanımı için “emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli” cümlesiyle, isim olarak kullanımı için de “belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan kimse, tekaüt” cümlesiyle açıklıyor.

Şimdi karşımıza yeni bir kelime çıktı: “Tekaüt”. Hatırlıyorum; eskiler emeklilik için bu kelimeyi kullanır, “tekaüde ayrıldı” derlerdi.

Dilbilimci Sevan Nişanyan, Sözlerin Soyağacı’nda Arapça kökenli olan tekaüt kelimesinin “eylemli olmama, inzivaya çekilme” anlamına geldiğini ve “yaşlılık veya sakatlık nedeniyle bir maaş bağlayıp aktif görevden uzaklaştırma” anlamının Türkçeye özgü olup 17. yüzyıldan itibaren rastlandığını yazıyor.1

Bir ozan ise emekli olduktan hemen sonra yazdığı şiirinde şöyle diyor:2

Tekaüt “işe yaramaz” demekmiş.
Sahi, biz bittik mi artık arkadaş?
İşi bitmiş bir eşya gibi, öyle mi?
Gücüme gidiyor biliyor musun?

Anlaşılıyor ki tekaüt, halk arasında “işe yaramaz” anlamına da geliyor.

Türkiye’de Emeklilik

İnternetten yaptığım araştırmalarda, çalışan açısından gittikçe zorlaşan konulardan birinin de emeklilik olduğunu gördüm.

s-a66f7a72ff31b59d094ed9f7814a2c4546bba4c5.jpg
Emekliler
Resim: onedio.com
s-a66f7a72ff31b59d094ed9f7814a2c4546bba4c5.jpg
Emekliler
Resim: onedio.com

Erkekler, 1976 öncesi 5000 günlük prim ödemesi ve 25 yıllık çalışma ile herhangi bir yaşı beklemeksizin emekli olabiliyormuş. 1976 yılında getirilen 44 yaş barajı, yüksele yüksele 65’e kadar gelmiş. 2008 yılından sonra sigortalı olanlar, emekli olabilmek için 65 yaşını beklemek ve 7200 günlük prim ödemek zorunda kalacaklar.3

Gidişatın seyrine bakılırsa ileride yeni yapılacak düzenlemelerle emeklilik, 90 yaşına ulaşabilenlere verilecek bir ödül haline de gelebilir.

Bir de yaşa takılma meselesi var. Benim gibi gerekli prim günü ve çalışma yılını doldurup, yaşı beklemek zorunda kalanlara “Yaşa Takılanlar” deniliyor. Bu yaşzedeler, mağduriyetlerini gidermek için sosyal medyada örgütlenip kamuoyu da oluşturmaya çalışmışlar ama nafile! Meselâ ben yaklaşık 2 yıl beklemek zorunda kaldım. İleride bu mağduriyet giderilir mi, bilmiyorum.

Emeklinin Psikolojisi

Gelecekte emekli kelimesinin yerine tekrar “tekaüt” kelimesinin kullanılması pek uzak bir ihtimal olarak görünmüyor.

123361-big4-adelaide-shores-caravan-park-4.jpg
Onlar da emekli (!)
Resim: tribalogic.net
123361-big4-adelaide-shores-caravan-park-4.jpg
Onlar da emekli (!)
Resim: tribalogic.net

65, insanın (işinin türüne göre tabi ama özellikle bedensel olarak) çalışmaya devam edebilmesi için yüksek bir yaş. Batıda emeklilik 65 civarında, bu doğru. Ama yeterli bir emeklilik maaşı alabilen ve iş yaşamı ile sosyal yaşamı birbirinden ayırabilecek kadar lükse sahip batı ülkelerinde, bu durumdaki insanlar bahçe işleri ve turizm gibi hobilerine yönelebiliyor. Şehirlerin apartmanları arasında sıkışıp kalmış, aylıktan başka bir geliri olmayan Türk insanı için, emeklilikte bunalıma girmek ve hastalıklarla uğraşmak dışında yapabileceği pek bir şey kalmayacak.

Hukukçu ve eğitimci Ahmet Eryılmaz’ın Twitter hesabında yazdığı bir cümle, konunun sosyolojik yönünü de düşünmemiz için bize farklı bir pencere açıyor:4

Hayatta kalmaya yetecek miktarda bir parayı periyodik olarak ödemek kadar insan ruhunu esir alacak bir yöntem yoktur.

Benim Açımdan Emeklilik

Şimdilik benim açımdan emekliliğin, düzenli bir aylık bağlanması ve bazı sosyal güvenlik uygulamalarının şeklinin değişmesinden başka bir sonucu yok. Tekaüt (yani işe yaramaz) olmadan emekli olduğum için şükrediyorum. Sağlığım yerinde ve bir kenara çekilerek bayatlamaya bırakmak niyetinde olmadığım bir bilgi ve tecrübe birikimim var. Belki sosyal sorumluluk projelerine biraz daha fazla zaman ayırma imkânı da bulabilirim.

Elbette marifet, iltifata tabidir.

Dipnotlar
  1. Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü. nisanyansozluk.com
  2. Gökbulut, Zübeyde. “Tekaütün Rüyası” antoloji.com
  3. İnternet Haber. “Kim, kaç yaşında emekli olabilecek?” (24 Aralık 2012) internethaber.com
  4. Eryılmaz, Ahmet. “@ahmeteryılmaz” (24 Kasım 2013) twitter.com

Lütfen sitenin kullanım politikasına uyun ve kaynak göstermeksizin alıntı yapmayın.
 Paylaşın!
 

Yorumlar

Mustafa Çıray
Konuk
Comment
Gerçek Emekli
Yorum 2 (11 Şubat 2015 10:16)
Yazımın başlığından da anlaşılacağı gibi, gerçekten emekliliği hak edebilecek ve sosyal sorumluluğu üstlenecek emeklilerin olduğu bir gelişmiş ülkede olmayı bekleyerek sözlerime başlamak istiyorum.

Neden gerçek emekli? Ülkemizde maalesef dışarıdan çeşitli ödemeler ile sisteme girip emekliliği hak edenler olduğunu düşünür isek ne denmek istendiğimi anlamış oluruz. Bunun yanında asgari ücretin yaşam şartları açısından düşük olduğu ülkemizde 6 milyona yakın asgari ücretli çalışan baz alındığında, bir an önce emekli olup pasif hayata geçmek isteyenlerin olması da doğaldır. Pasif hayat demek ile aslında haftalık 45–50 saat çalışan insanlarımız üzerinden düşünülecek önemli bir olguyu aktarmaya çalıştım. Fakat durum hiç de öyle değil. Yaşa takılıp 65 yaşından önce emekli olacaklar/olmuşlar açısından bakıldığında, bir çok emeklimizin tekrar çalışmak zorunda olduklarını gözlemliyoruz. Bu da Türkiyemiz açısından üzücü ve bir o kadar yönetenlerin iyi düşünmesi gereken konu haline geliyor. İşte tam bu noktada başka konulara girmek ihtiyacı hissettiğim için konuyu saptırmadan emekli olmanın zorlaştırıldığı ülkemizde gerçek hak sahiplerini arar duruma geliyoruz. Hak etmiş olan emeklilerimiz hâlâ iş hayatında öyle ya da böyle çalışıyorlar ise, o halde tekaüt kelimesini kullanmamak gerektiği ortaya çıkıyor. Gelecekte belki bu kelimeden bahseder duruma geleceğiz ama önümüzdeki 20 yıl içerisinde hiç kullanılmayacak anlamına geliyor. Bu gençlerimiz açısından da önemli bir konudur(iş bulamama sebebiyle).

Gelişmiş ülkelerdeki gibi gerçek emeklilik sahibi olmak dileğiyle, saygılarımla.
Nuri Burçin Söğütcüklü
Konuk
Comment
Emek-li (Emek vermiş)
Yorum 1 (30 Aralık 2013 00:11)
23 Aralık’ta 49 yaşımı doldurdum ve 8700 günle 28 yıl çalışmayla sonunda emekli adayı olarak SGK’ya gittim. Öyle kolay emekli olunamıyormuş. Bugün git, yarın gel dediler; yaptım.

Erken emeklilik sebebi ile daha önce emekli olanların, verimsiz çalışan aktüeryadan uzak Bağ–Kur ve siyasi oy kazanma pahasına kıyak emekliliklerin açtığı yara TC’ye yaklaşık 100 milyar dolar borç.

Bu durumda bile, 49 yaşımda emekli olabilmek için yaşı beklerken açlıktan ölecektim. Niye mi? Çünkü 28 yıl içinde farklı 4 iş kolunda yaklaşık 14 işyerinde çalışmak zorunda kaldım. Niye mi çok iş değiştirdim? Uyaroğlu bir insan değilim, performanslı çalışır ve çalıştırırım. Bu yüzden hep hedef olduğumu söyleyebilirim. Kim istemez ki; ilk girdiğim yerden emekli olayım, güzel bir ikramiye biriktireyim. Ahhh, ah! Olmadı işte!

Peki 50 yaşımdan gün aldığım şu sıralar, iş başvurularım ne halde? Maalesef ben de yöneticiyken gençlere sıra veriyor, yaşı ilerlemiş arkadaşların CV’lerini bir kenara koyuyordum. Ama şimdi 65 yaşında emekli olacak ve emekliliğine 20 yıl olan 3 çocuklu arkadaşlarıma da üzülmüyor değilim.

Saygı ve Sevgilerimle,

Yorumunuzla katkıda bulunun

  • Bilgi girilmesi zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.
  • E-Posta adresiniz yayınlanmayacak ve aramızda kalacaktır.
  • Yorumunuz içinde, lütfen bağlantı (link) kullanmayınız.