Yaklaşık iki buçuk ay önce sosyal medyadaki hesaplarıma, yılsonuna doğru bir şey açıklayacağımı ve bunun 25 yıllık çalışmanın ürünü olacağını yazmıştım. Mesajım takipçilerim tarafından ilgi gördü ve “Hayırlı olsun”, “Merakla bekliyoruz” gibi yorumlar yazıldı. Hatta telefon açarak soranlar bile oldu.
1 Kasım’dan sonra bir şey açıklayacağım inşallah. 25 yıllık çalışmanın ürünü olacak bu. Şu an ben de beklemedeyim.
Hasan Baltalar (@HasanBaltalar)
9 Ekim 2013
Ne tahmin ettiler, akıllarına ne geldi bilmiyorum. Büyük bir proje, bir inovasyon, yeni bir icat beklemiş olabilirler ama gerçek şu ki, 25 yıllık çalışmanın sonucu olarak sadece emekliliğe adım atmıştım!
Ömrümde bir kere gerçekleşecek olan bu çok önemli (!) olay üzerine bloğuma not düşmemek olmazdı. Konuyu hem dilbilimi, hem de çalışma hayatı açısından biraz incelemeye çalıştım.
Emekli ne demek?
Türk Dil Kurumu emekli kelimesini, sıfat olarak kullanımı için “emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli” cümlesiyle, isim olarak kullanımı için de “belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan kimse, tekaüt” cümlesiyle açıklıyor.
Şimdi karşımıza yeni bir kelime çıktı: “Tekaüt”. Hatırlıyorum; eskiler emeklilik için bu kelimeyi kullanır, “tekaüde ayrıldı” derlerdi.
Dilbilimci Sevan Nişanyan, Sözlerin Soyağacı’nda Arapça kökenli olan tekaüt kelimesinin “eylemli olmama, inzivaya çekilme” anlamına geldiğini ve “yaşlılık veya sakatlık nedeniyle bir maaş bağlayıp aktif görevden uzaklaştırma” anlamının Türkçeye özgü olup 17. yüzyıldan itibaren rastlandığını yazıyor.1
Bir ozan ise emekli olduktan hemen sonra yazdığı şiirinde şöyle diyor:2
Tekaüt “işe yaramaz” demekmiş.
Sahi, biz bittik mi artık arkadaş?
İşi bitmiş bir eşya gibi, öyle mi?
Gücüme gidiyor biliyor musun?
Anlaşılıyor ki tekaüt, halk arasında “işe yaramaz” anlamına da geliyor.
Türkiye’de Emeklilik
İnternetten yaptığım araştırmalarda, çalışan açısından gittikçe zorlaşan konulardan birinin de emeklilik olduğunu gördüm.
Resim: onedio.com
Erkekler, 1976 öncesi 5000 günlük prim ödemesi ve 25 yıllık çalışma ile herhangi bir yaşı beklemeksizin emekli olabiliyormuş. 1976 yılında getirilen 44 yaş barajı, yüksele yüksele 65’e kadar gelmiş. 2008 yılından sonra sigortalı olanlar, emekli olabilmek için 65 yaşını beklemek ve 7200 günlük prim ödemek zorunda kalacaklar.3
Gidişatın seyrine bakılırsa ileride yeni yapılacak düzenlemelerle emeklilik, 90 yaşına ulaşabilenlere verilecek bir ödül haline de gelebilir.
Bir de yaşa takılma meselesi var. Benim gibi gerekli prim günü ve çalışma yılını doldurup, yaşı beklemek zorunda kalanlara “Yaşa Takılanlar” deniliyor. Bu yaşzedeler, mağduriyetlerini gidermek için sosyal medyada örgütlenip kamuoyu da oluşturmaya çalışmışlar ama nafile! Meselâ ben yaklaşık 2 yıl beklemek zorunda kaldım. İleride bu mağduriyet giderilir mi, bilmiyorum.
Emeklinin Psikolojisi
Gelecekte emekli kelimesinin yerine tekrar “tekaüt” kelimesinin kullanılması pek uzak bir ihtimal olarak görünmüyor.
Resim: tribalogic.net
65, insanın (işinin türüne göre tabi ama özellikle bedensel olarak) çalışmaya devam edebilmesi için yüksek bir yaş. Batıda emeklilik 65 civarında, bu doğru. Ama yeterli bir emeklilik maaşı alabilen ve iş yaşamı ile sosyal yaşamı birbirinden ayırabilecek kadar lükse sahip batı ülkelerinde, bu durumdaki insanlar bahçe işleri ve turizm gibi hobilerine yönelebiliyor. Şehirlerin apartmanları arasında sıkışıp kalmış, aylıktan başka bir geliri olmayan Türk insanı için, emeklilikte bunalıma girmek ve hastalıklarla uğraşmak dışında yapabileceği pek bir şey kalmayacak.
Hukukçu ve eğitimci Ahmet Eryılmaz’ın Twitter hesabında yazdığı bir cümle, konunun sosyolojik yönünü de düşünmemiz için bize farklı bir pencere açıyor:4
Hayatta kalmaya yetecek miktarda bir parayı periyodik olarak ödemek kadar insan ruhunu esir alacak bir yöntem yoktur.
Benim Açımdan Emeklilik
Şimdilik benim açımdan emekliliğin, düzenli bir aylık bağlanması ve bazı sosyal güvenlik uygulamalarının şeklinin değişmesinden başka bir sonucu yok. Tekaüt (yani işe yaramaz) olmadan emekli olduğum için şükrediyorum. Sağlığım yerinde ve bir kenara çekilerek bayatlamaya bırakmak niyetinde olmadığım bir bilgi ve tecrübe birikimim var. Belki sosyal sorumluluk projelerine biraz daha fazla zaman ayırma imkânı da bulabilirim.
Elbette marifet, iltifata tabidir.
- Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü. nisanyansozluk.com
- Gökbulut, Zübeyde. “Tekaütün Rüyası” antoloji.com
- İnternet Haber. “Kim, kaç yaşında emekli olabilecek?” (24 Aralık 2012) internethaber.com
- Eryılmaz, Ahmet. “@ahmeteryılmaz” (24 Kasım 2013) twitter.com
Yorumlar
Konuk
Yorum 2 (11 Şubat 2015 10:16)
Konuk
Yorum 1 (30 Aralık 2013 00:11)
Yorumunuzla katkıda bulunun