Paylaşın!
Sürdürülebilirlik ve İkame
Hasan Baltalar
7 Nisan 2017 Cuma
6003 Görüntülenme
Yorumsuz

İkame, kurumsallaşmamış birçok aile şirketinin önemli bir sorunudur. Şirketin, kurucudan sonra yok oluşun nedenlerinin başında kanımca bu konu geliyor.

Bir araştırmaya göre Türkiye’de her beş kişiden biri patron potansiyeli taşıyormuş. Şaşırtıcı değil, önemli olan sürdürülebilirlik.

Hasan Baltalar (@HasanBaltalar)
30 Kasım 2014

İlgili herkesin buna katılacağından eminim ki şirketlerdeki süreklilik, birçok açıdan bir zorunluluktur. Kurucunun ve onun yanında yer alarak başlangıçtan beri emek veren ortak, akraba ve çalışanların emeklerinin zayi olması büyük bir israftır. Bu emeğin, kaybedilmesi yerine kurumsal deneyim olarak gelecek nesillere aktarılması ekonomi açısından da fayda teşkil edecektir.

Bu nedenle, kurucuların muhakkak bir kurumsallaşma süreci yürüterek, kendi yerlerini ikame edecek personel yetiştirmeleri gerekir. Doğru yapılandırılmış bir kurumsallaşma süreci içerisinde gerçekleştirilecek bir dinamik organizasyon projesi ile bu sağlanabilir. Böylelikle çalışanların bilgi, beceri ve tecrübelerini aktaracağı kurumsal bir sistem çalıştırılabilir ve şirketin bu açıdan çöküşünün önüne geçilebilir.

Gereklilik

Kurumsallaşıyorsak ikameye ne gerek var? Kurumsallaşma, zaten insandan bağımsız olmak değil miydi?

DY1qv-MU8AAQaSC?format=jpg
Resim: twimg.com
DY1qv-MU8AAQaSC?format=jpg
Resim: twimg.com

Böyle bir soru akla geliyorsa, normaldir. Çünkü kurumsallaşma kavramının algısında da sorun var.

Kurumsallaşma, insandan bağımsız olmak değildir.

Kurumsallaşma, insanın öznesi olduğu eylemlerin bir sisteme dönüştürülmesi ve süreklilik için yazılı hale getirilmesidir.

İşleri insanlar yapar. “Endüstri 4.0” bunu bir ölçüde değiştirebilir ama kayıt yine sistemin bir gereği olarak kalacaktır.

İşleri yapan insanların, iş yapış şekilleri de metot olarak sistem içine devredilebilir ama yaşanan tecrübelerin ve kazanılan ustalıkların aktarımı için, işte bunun için ikameye ihtiyaç vardır.

Planlama

Batıda “Succession Planning” adı verilen bir kavram var. Bunu Türk iş hayatına, “İkame Planlaması” veya aile şirketlerindeki kuşaklar düşünüldüğünde “Haleflik Planlaması” olarak taşıyabiliriz.

Bu yazımda konu hakkındaki farkındalığı hedeflediğim için, kavramın metodoloji (yöntem bilgisi) hakkındaki ayrıntılara girmeyeceğim. Konunun önemini kavrayan aile şirketi yönetim kadrolarının ve İK uzmanlarının araştırma yapacağı alanlar mevcuttur. Belki bir gün, bu kavramın metodolojisi hakkında da yazmak nasip olur.

Öneri

Aile şirketlerindeki kurucu nesile, eğer işin başına geçmişse takipçi nesile ve profesyonel kadrolara; kilit pozisyonlardaki kişilerin ikamesine önem vermelerini, bunun yöntemlerini öğrenmek için zaman ayırmalarını ve sonra da üretilen planları ısrarla uygulamalarını öneririm.

b162i001.jpg
Haber
b162i001.jpg
Haber

Lütfen sitenin kullanım politikasına uyun ve kaynak göstermeksizin alıntı yapmayın.
 Paylaşın!
 

Yorumunuzla katkıda bulunun

  • Bilgi girilmesi zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.
  • E-Posta adresiniz yayınlanmayacak ve aramızda kalacaktır.
  • Yorumunuz içinde, lütfen bağlantı (link) kullanmayınız.