Zaman zaman öğrencilere, davet ettikleri etkinliklere giderek veya sordukları sorulara cevap vererek yardımcı olmaya çalışıyorum. Süleyman Demirel Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümü son sınıf öğrencisi Murat Bilginer de bu öğrencilerden biri. Meraklı, çalışkan ve kabına sığamayan bir genç. Blogunda öğrenim gördüğü meslek üzerine yazılar yazmaya gayret ediyor. Kendisinin ricası üzerine 8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleştirdiğimiz röportajı aşağıda değerlendirmenize sunuyorum.
Tanıtım
Hocam ilk sorumuz sizi, röportajımızı okuyan herkesin daha iyi tanıyabilmesi adına “Hasan Baltalar kimdir?” olsun.
1963 yılı, Edremit doğumluyum. Hacettepe Üniversitesi Ağaçişleri Endüstri Mühendisliği bölümünden, 1986 yılında birincilikle mezun oldum. Bölüm daha sonra “Endüstri Mühendisliği” adını aldı. Çalışma hayatıma 1988 yılında proje sorumlusu olarak başladığım ilk firmada, iş süreçlerinin bilgisayar ortamına taşınması konusunda çalışmalarda bulundum. Çeşitli firmalarda, MRP ve ERP sistemlerinin seçim ve uygulamalarında yer aldım. Planlama müdürü ve genel müdür olarak yöneticilik yaptım. 2000 yılında, danışmanlık hizmeti ve proje yönetimine yöneldim. Türkiye sınırları içinde birçok firmada bilgi teknolojileri, yönetim ve endüstri mühendisliği projeleri uyguladım. 2003 yılından sonra küçük ve orta ölçekli işletmelerdeki kurumsallaşma çalışmalarını, geliştirdiğim “Kurumsallaşma Mühendisliği” yaklaşımı çerçevesinde dört safhadan oluşan bir süreç kapsamında uyguladım.
Endüstri Mühendisliği
Başlangıç sorularımız, endüstri mühendisliği ile alakalı olacak hocam. Bence hayatın her alanına müdahil olduğumuz için endüstri mühendisliğini tek bir tanımla anlatmak mümkün olmuyor. Sizce “Endüstri Mühendisliği” nedir?
Ben endüstri mühendisliğini ‘hayatı düzenleyen mühendislik’ olarak tanımlıyorum. Yaşanılan ve faaliyette bulunulan her alanda endüstri mühendisine ihtiyaç duyulur.
İlk sorunun ışığında “Endüstri Mühendisi kimdir” bundan bahsedebilir misiniz?
Bizler iş (yani ürün ve hizmet) üretilen her yere, sistem geliştirerek imzasını atabilen insanlarız. Sistem kurmak ve bu sayede verimliliği arttırmak ana ilkemizdir.
Bir firmada endüstri mühendisi olarak çalışırken çalışma arkadaşınız olan bir endüstri mühendisinin nasıl olmasını istersiniz?
Saygılı ve temiz bir dil kullanan, meraklı, öğrenmeye açık ve ekip çalışmasına yatkın biri olmasını isterim.
Genel müdür olarak bir işe alım mülakatına katılmış olsanız, işe alınacak endüstri mühendisinin sizi ikna edebilmesi için nasıl olmasını beklersiniz?
Akıllı ve çalışkan olmasını beklerim. Bu ikisi bir araya geldiğinde, sonuçlar herkesin yüzünü güldürür.
Kurumsallaşma
Biraz da kurumsallaşma üzerine konuşalım hocam. Kurumsallaşma tanımını Google’a yazsak, bir sürü teknik tanımı görebiliriz. Ben bu tanımlardan biraz uzaklaşarak kurumsallaşmanın sizce ne ifade ettiğini merak ediyorum. Kurumsallaşma nedir?
Teknik tanımlardan uzaklaşmamı istersen şunu söylerim: “Kurumsallaşma beraber iş yapma kültürünün, nesillere devredilecek kadar benimsenmesi ve çalışılan firmaya yerleşmesidir.” Bu tanımı ilk defa sana yaptım.
Kurumsallaşma özellikle çok büyük şirketler için çok sancılı ve zaman alan bir süreç. Kurumsallaşmaya çalışan firmalarda endüstri mühendisinin yeri ve önemi nedir?
Kurumsallaşma süreçlerinde en kritik görev endüstri mühendislerine düşüyor. Kurumsal bir sistemin kurulmasından bahsettiğimize göre, onlar bu sürecin temel taşı durumundalar. Sürecin kurma ve işletme aşamalarının tasarımı ve çalıştırılması, onlara epeyce büyük işler yüklüyor.
Kurumsallaşmaya çalışan firmalarda şu anda çalışan ve ileride çalışması muhtemel endüstri mühendislerine tavsiyeleriniz neler olur?
Eğitimleri sırasında öğrendikleri bilgileri, insan yönetim becerisi ile birleştirmeliler. Kurumsal sistemler, insanla ve insan refahı için kurulur. Dolayısıyla insanla iletişim kurabilmek ve ilişkileri yönetebilmek, anahtar role sahiptir. Ayrıca proje yönetimi ve bilgisayar kültürü konusunda bilgi sahibi olmak büyük avantaj sağlar.
“Kurumsallaşma Mühendisliği” sizin literatüre kazandırdığınız bir tabir mi? Kısaca bize Kurumsallaşma Mühendisliği’ni anlatabilir misiniz?
Literatüre kazandırmak iddialı olabilir, ama “Kurumsallaşma Mühendisliği”, benim 2003 yılında başlayan kurumsallaşma çalışmalarımı bütünsel olarak bir metodoloji haline getirdikten sonra koyduğum bir isimdir. Kurumsallaşmanın sosyal yönüne, mühendisliğin teknik yönünü katan bir yöntemdir. Belirlediğim ve kayıt altına aldığım prensipleri vardır. İlginç yanı bu prensiplerin işin mutfağından gelmiş olması, yani uygulamaya ve tecrübeye dayanmasıdır.
Eğitim ve Konferanslar
Kurumsallaşma ile ilgili eğitimler konferanslar veriyorsunuz. Salona girdiğinizde, kalabalığı gördüğünüzde hissettiğiniz duygu ne oluyor?
Bu konuya meraklı olan, ilgi duyan bir kitleyi görmek beni heyecanlandırıyor tabi. Özellikle üniversitelerdeki etkinliklerden sonra gençlerin, “Ben, bu işi yapacağım” demesi beni çok mutlu ediyor. Kurumsallaşmaya iş hayatının ve özelde de şirketlerin çok ihtiyacı var. Bu konuda kaynak yetişmesi gerekli.
Benim inandığım bir şey var: Bir topluluk varsa onları oraya getiren ortak bir enerji vardır. Siz de konuşma yaptığınız her topluluğun kendi içinde farklı bir enerjisi olduğuna inanır mısınız ve konuşmalarınızın seyri bu enerjiye göre değişir mi?
Elbette! Konuşmalarımdan sonra soru–cevap kısmına büyük önem veririm. O bahsettiğin enerji, işte burada kendini gösterir.
Sosyal Hayat ve Sosyal Medya
Biraz da özel hayatınız diyelim. İş dışında nasıl biridir Hasan Baltalar? Neler yapar? Bize biraz özel hayatınızdan bahseder misiniz?
İş dışında bir hayatımın olduğunu söylemem zor. Zamanımın çoğu öğrenmekle geçiyor. Çok sayıda kaynaktan yayın takip ediyorum. Her gün yüzlerce başlığa göz atıp, faydalanabileceğim makaleleri okuyorum. Sosyal medya çokça zamanımı alıyor. Orada belli ilkelerle hem öğrenmeye, hem de bildiklerimi paylaşmaya çalışıyorum. Beyin geliştirme amaçlı olanlar dışında asla oyun oynamam. Radyo dinlemeyi ve yürümeyi çok severim. Otomobil kullanmam. Toplu taşıma ile insanlar arasına karışmayı ve gözlem yapmayı daha keyifli buluyorum. Televizyon büyük bir zaman öldürme aracı bana göre. Radyo dinlerken ise keyifle iş yapılabilir.
Endüstri mühendisliği günlük yaşantınızı nasıl etkiliyor? Normal yaşantınızda bu disiplin ile hallettiğiniz sorunlar ve çözümleri varsa bahsedebilir misiniz?
Mühendislik, tüm yaşantıma işlemiş vaziyette diyebilirim. Düşünme ve uygulama tarzıma fazlaca etki ediyor. Sosyal hayattaki, mesela evdeki bazı işlere dahi metotlar geliştirmeye çalıştım. Sevgili eşimin ve yakın çevremin anlayışı ve fedakârlığı, sosyal yaşamım ile mühendislik tarafım arasında denge kurmamı kolaylaştırıyor.
Aslında bu soruyu eşinize sormak daha doğru olur ama ben olaya bir ters açı yapıp şöyle soracağım: Eşinize göre bir endüstri mühendisi ile evli olmak nasıl bir duygudur? Yaşadığı güzellikler ve zorluklar neler sizce?
Bir endüstri mühendisi ile evli olmak zordur Muratçığım! Mühendisler metot geliştirme ve uygulamayı sever. Çok zaman çevresini de buna zorlar. Önceki cevabımda da yazdığım gibi, eşimin anlayış göstermesi büyük bir nezaket. Bazen ona ayırmam gereken zamandan alıp, işe yöneltmem gerekebiliyor. Buna fırsat vermesi, büyük bir fedakârlıktır. Öte yandan ilkelerimizin ortak olması, birbirimizi anlamamızı kolaylaştırıyor. İşimdeki birçok detay konusunda, onun hayat tecrübesinden de faydalanıyorum.
Facebook ve Twitter’dan paylaştığınız şeyler o kadar bizden geliyor ki, ben açıkçası çok samimi ve güzel buluyorum bunu. Oysaki sizin gibi başarılı ve tanınan birinden normal şartlarda beklenen, biraz daha herkesin anlamayacağı şekilde çok bilimsel şeyler paylaşmanız ve yüzünüzü bize değil de (o benim bir türlü benimseyemediğim çok affınıza sığınarak söylüyorum) havalı kesime çevirmenizdir. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu bir üslup meselesi. Aslında kendimi belli bir kalıba zorlamıyorum. Cümleler öyle aklıma geliyor. Yazdıklarımın size sizden gelmesi, sizin ilgi ve savginizden kaynaklanıyor olabilir. Belli bir kitleye hitap etmek zorunda olmamamda, mesleki tatminin de etkisi vardır belki. Ben meslektaşlarımı ve öğrencileri seviyorum.
Niçin “önemli ve tanınan biri iseniz mütevazı davranamazsınız” düşüncesi var ve sizin bu duruma bakış açınız ne?
Böyle bir düşünce var mı, onu bilmiyorum. Ama anlaşılmak için, anlaşılabilir yazmak gerekir. Bu konuda benden çok daha iyiler var. Ben de onlardan bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum.
Konuk Soruları
Son dönemlerde bu bölüme yönelim oldukça fazla ve çok fazla mezun vermekte. Bu mesleğin gelecekteki durumunu nasıl etkiler? Asgariye tabi olunabilir mi yani? (Zeynep Örnek)
Elbette nicelik, niteliği etkileyebilir. Nasıl ki üniversitelerin çoğalması eğitimin kalitesini arttırmadıysa, mezunların çoğalması da kaliteli insan kaynağını arttırmıyor. Bu durumda bir endüstri mühendisinin, diğerlerinden (olumlu yönde) farklılaşması gerekecek. Bilgi ve donanımını arttırması kendi lehine olacak.
Bir de bolümün Türkçe olması diplomaya nasıl yansır? Dışarıdan kurslarla, alınan sertifikalarla takviye edilebilir mi? İngilizcenin yanında ikinci bir yabancı dil olarak neyi önerirsiniz? (Zeynep Örnek)
Öğretim sırasındaki dil eğitimi insana çok şey katıyor. O yıllarda bize zor gelmişti ama ben hâlâ hazırlık sınıfında edindiğim İngilizce ile ihtiyacımı gideriyorum. Eğer okulda hiç ders alınamadıysa, bunun telafi edilmesi gerekir. Bunun için yerinde öğrenimi öneririm. İkinci yabancı dil olarak da Rusça ve Arapça, bana daha avantajlı görünüyor.
Üniversite hayatında yapılan ne gibi şeyler ileride tercih sebebi oluyor? (İlhan Selçuk Yılmaz)
Bilimsel kulüp faaliyetleri öğrencileri sosyalleştirir ve organizasyon yeteneği kazandırır. Bir de iş hayatıyla dirsek temasında olmalısınız. Tanıdığınız insanların şirketlerine giderek, gözlem yapmaya çalışın. Staja önem verin. Tatillerde çalışın. Ücret vermek istemezlerse, sadece ulaşım masraflarınızın karşılanması şartıyla çalışmayı önerin.
Bu bölümün yanında, açık öğretimden bir bölüm de okusak ileride işimize yarar mı? (Yağmur Buse Ergüden)
Ben endüstri mühendisliğinin örgün eğitimle yapılması taraftarıyım. Dolayısıyla uzaktan eğitimle bu bölümün faydası olacağını düşünmüyorum.
Bu bölüm artık Amerika’da yok ya da farklı isimlerle güncellenmiş. Ülkemizin her geçen gün Amerika’ya yaklaşan yapısı bu mesleğin geleceğini köreltir mi? Diğer mühendisliklere oranla bir konuda uzman olamamanın dezavantajlarını yaşayabilir miyiz meslek hayatımızda? Örneğin makine mühendisi uzman ve direk aranabiliyor, fakat endüstri mühendisliğinde alternatif yazılımcı makine mühendisi veya işletmeciler var. Bu, maaşlarda bir dezavantaj olur mu? (Yağmur Buse Ergüden)
Endüstri mühendisliğinin toplumdaki algısı yönünde tartışmalar var. Ancak ben uzman olunamayacağına katılmıyorum. Her meslekte uzman olunabilir. Bunu gören ve takdir edenler olacaktır. Endüstri mühendisliği bu konuda daha avantajlı bile olabilir. Çünkü toplum hafızasında kalıplaşmış ve alışılmış bir algı olmadığı için, kişisel becerilerinizi gösterme ve diğer mesleklere göre avantaj kazanma imkânı daha fazladır. Yeter ki kendinizi yetiştirin.
Yönetim konusunda uzman olabilmek için hangi eğitimleri almalıyız? Okul hayatında nelere dikkat etmeliyiz? Hangi konularda kendimizi geliştirmeliyiz? (Çağrı Çakmak)
Lisansüstü eğitimde yönetim bilimlerine yönelmek iyi bir seçenek olabilir. Öğrencilerde maalesef kolay kaçmak şeklinde bir eğilim var. Bir keresinde sosyal medyadaki öğrencilere, “İnşallah size okulda kök söktürürler, siz de mezun olunca işlere kök söktürürsünüz” yazmıştım. Kolaylığı değil, zorluğu tercih edin. Endüstri mühendisliğinin ERP, BPM, BPR gibi alt alanlarından bir veya birkaçında uzmanlaşmaya çalışın. Ben özellikle süreç mühendisliğini, ısrarla endüstri mühendislerine öneriyorum.
Yorumunuzla katkıda bulunun